Matematik , Rabbani sanat...
 AnaSayfa  Soru Videoları  Online Test  Zeka Soruları  Matematik Testleri

"Düşünce ve Yaratan"
Matematikbaba

ALGILAMA VE ARAYIŞIMIZ YETERLİ Mİ?

   Bir düşünelim şimdi. Biz bu dünyaya gönderildik. Ana rahminden ölüme kadar bir sınav ortamına sokulduk. Biz tercih etmedik. Aslında tercih edildik. Aslında nasıl davranacağımızı yaratan biliyordu. Ama yine de sınadı bizi. Bir kısmı küfrü seçti, bir kısmı imanı. İnsan için sistemler yaratıldı. Yaşamı kolaylaştırmak için kurallar. İnsan buna uygun yaşarsa hayatı kolay olur diye. Yaratılmışsın. Dolayısıyla yaratanını tanımalısın. Çünkü O’ydu seni yaratan. O’ydu senin dünyaya gelmene sebep olan. O halde sana ne vermiş biraz incele. Dünya denen bir mekâna yerleştirilmişsin. Çevrende çeşitli bitkiler. Adını hayvan diye tabir ettiğin varlıklar. Tutmak için ellerin, görmek için gözlerin, duymak için kulakların, tatmak için dilin, anlamak için beynin… Ki beyin olmasa belki de bunca şey anlamsız olurdu. Yaratılmışlar bilinçsiz olsa hesaba da çekilemezdi. Demek ki en önemli nokta beyinde, algılamakta bitiyor. İnsan doğuyor ve anne denilen bir insana teslim ediliyor. Ve her anne kendine teslim edilene gözü gibi bakıyor. Onu koruyor, besliyor, büyütüyor. O insan bu şekilde yetişirken çevresi genişliyor, yeni insanlar tanıyor ve kaderi şekilleniyor. Aslında kaderi yazılmıştı. Yazılanın dışına çıkılamaz. O halde bir şekilde sebepler, vesileler oluşuyor ve kaderi yazılanın şeklinde yaşamaya başlıyoruz. Mesela bir bakkalın önünden geçiyoruz. Hiç aklınızda yokken bakkalda gördüğünüz bir şey dikkatinizi çekiyor onu alıyorsunuz. Bakkala para kazandırıyorsunuz. Bakkal bir miktar daha kazandıkça ailesine bakabiliyor. Ailesi mutlu oluyor. Onlar da başkalarından alış veriş yaptıkça silsile devam ediyor. Sen bilmiyorsun bakkalın kaderini. Kendi kaderini de bilmiyorsun. Ama yaratıcı seni iyi tanıyor. Seni neyin cezp edeceğini iyi biliyor. Ve sen farkında olmadan o yazılmış kaderi yaşamış oluyorsun. Yani aslında kaderi kendin yaşıyorsun. Ama ne yapacağın önceden biliniyor ve zaten yazılmış. Bir anne çocuğunun hangi durum karşısında nasıl davranacağını gayet iyi bilebilir. Ki bu yaratan olunca kıyas bile yapılamaz. Böyle bir imtihan dünyasında yaşadığımıza göre ve sınırlı bir hayata sahip olduğumuza göre. Yani öleceğimiz kesin olduğuna göre. Boşa gidecek bir yaşam düşünmek mantıksızlık olur. Yani bir ilişkiyle doğduk ve öldük. Bu kadar bir açıklama tabiî ki saçmalık olurdu. Biz şu anda dünya içerisindeyiz. İnsanın yaşaması için en elverişli mekânda. Günümüzde uzaya çıkılıyor ve yeni yaşam yerleri keşfedilmeye çalışılıyor. Bence insan için yaradanın tasarlamış olduğu en uygun yer dünyadır. Uzaya çıkılmalı ve yaradanın sanatını nasıl icra ettiği bizzat görülmelidir. Ama orada yaşamak insan için ideallerin ötesindedir. Kuran’da göklerden bahsediliyor. Âlemler deniliyor. Biz insan âlemiyiz. Peki başka âlemler var mı, var. Peki, onlar nerede? Belki teknolojik gelişmeler bunu keşfedecek kadar gelişmedi. Belki ileride keşfedilecek. Bu gelişmeler yaradanın kudretini dosdoğru ispat edecek. Eskiden insanlar mucize isterlermiş. Bazı kavimler Allah’ın varlığına inanmazlarmış. Mucize olmadan da inanmayacaklarını söylerlermiş. Peki günümüzde neden böyle mucizelere gerek kalmadı? Neden peygamberlere gerek kalmadan kıyamete kadar Peygamber efendimiz(A.S) yeterli kılındı sizce? Eski zamanlarda teknolojik gelişmeler yetersizdi. Dolayısıyla bazı şeyler açıklanamazdı. Eğer günümüzün teknolojisi geçmiş dönemlere götürülse o dönemin mucizeleri olacaklardı. Çünkü o devirlerde böyle bir bilgiyi hiçbir insan açıklayamazdı. Peki, günümüzde nasıl. Mucizeye gerek var mı yani. Her şey onu ispat etmiyor mu ki? Her geçen gün yeni bulgularla Allah’ın varlığı ve birliği ispatlanmıyor mu? Yaşadığımız gelişmeler geçmişin mucizeleridir. Aslında sürekli mucizelerle karşılaşıyoruz. Ama çoğumuz bunların farkında olamıyor. Oysaki uyarı ve ikazlar doğal olaylar vasıtasıyla insanoğlunu halen test etmekte. O yüzden Kuran’ın birçok ayetinde “Anlayan bir kavim için ayetler vardır” kelimesi sıkça geçiyor. Anlamak hangi uzvumuza ait sevgili okuyucular. Bir kez daha vurgu beyinedir. Bir insan beynini kullandığı sürece yaratıcısını daha iyi algılayabilir. Ama yetersiz bilgi ve kendi yorumlarıyla çukurlar içine de düşebilir. İnsanların kendi yorumlarıyla yaratıcısını aramaya çalışıp tıkanmaması için yaratıcı Kutsal kitabını, kelamını göndermiştir. O yüzdendir ki insan ev, araba, para, pul şöhret demeden önce düşünmeli ve gayesini, yaratıcısını daha iyi algılamaya çalışmalıdır. Yaşamımızdan hesaba çekileceğimizi düşünürsek yaratanı arama ve düşünme faaliyetlerinden yani ilim öğrenme konusundan en fazla hesaba çekileceğimiz aşikâr görünmektedir. Hoşça kalın, sevgiyle ve düşünceyle kalın.


Matematikbaba

 
Copyright © Matematikbaba  Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
Tasarım: EROĞLAN