360 DERECE 360 MELEK
Geometrinin temel kabullerinin içinde geçer 360 derece. Dik açı 90 derecedir, doğru açı 180 ve tam açı 360 derecedir. Diğer açılardansa biz 360 dereceyi bilimsel bilgi, hadisler ve ayetler ışığında değerlendirmeye çalışacağız. Neden mi 360 derece? Çünkü tam açı demek sonsuzluk demektir de ondan. Yani tüm yönlerden kapsamak… Bir cisim 360 derece döndürülürse tekrar özüne yani ilk haline döner. Bir cisim hiç dönmezse veya bozulmazsa yine ilk hali gibidir. Matematikte 0 derece ile 360 derece aynıdır, Nötr dür. Demek ki 360 derecenin koruyucu bir yapısı vardır diyebiliriz. Şimdi de geometrideki bu 360 derece kavramı başka hangi matematiksel hesaplarda yerini bulmuş inceleyelim.
Dünya güneş etrafındaki dönüşünü bir yılda yani 365 günde tamamlar ama hesaplamalarda bu sayı 360 gün olarak kabul edilir. Zaten matematiksel hesaplamalarda 1 ay 30 gün alınır ve bu yüzden 1 yıl 30.12=360 gün olarak kabul edilir. Dünya ilk haline gelene kadar 360 gün geçmelidir. Tabii ki güneşe göre ilk haline gelene kadar. Çünkü genişleyen uzayda dünya da sabit değildir, güneş te. Sürekli bir akış mevcuttur. Peki dünya kendi ekseni etrafında kaç derecelik dönmelerde eski haline geliyor? Bunu da bilim adamları çizdikleri hayali çizgiler olan meridyenlerle açıklamışlar. Toplam 360 meridyen bulunmakta.
Peygamberimiz aleyhisselam şöyle buyurmuştur: “Her insan 360 mafsal (eklem) üzerine yaratılmıştır. Şu halde bir kimse Allah’ı tekbir eder, Allah’a hamd eder La İlahe illallah, SübhanalIah der, Allah’tan mağfiret diler, insanların yolları üzerinden taş veya diken yahut kemik gibi şeyleri bir kenara atar, yahut iyiliği emir veya kötülükten vazgeçirirse ve bütün yaptığı bu hayırların toplam hepsi 360’ı bulursa, o günün akşamına cehennem ateşinden uzaklaşmış olarak çıkar”.
“Her birinizin her bir eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. İşte bu sebeple her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) bir sadaka, her tekbîr bir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rek`at namaz bunların yerini tutar.”
Müslim, Müsâfirîn 84, Zekât 56. Ayrıca bk. Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Ebû Dâvûd, Tatavvu 12, Edeb 160
Gelelim matematikteki doğru ve ışın kavramlarına. Doğru sınırsız denilmişti. Tanım olarak da noktaların oluşturduğu bir geometrik şekildi. Noktaların sınırı bizim göremediğimiz sınıra kadar. Yani yaratılmış sınırlı evren içinde bir sınırsızlık. Kısacası sınırsız mutlak bir sonsuzun yansıması sınırlı bir sonsuz. Işın ise bir noktadan başlayarak sonsuza kadar uzayan noktalar bütünü diye tanımlanıyordu. Aslında sınırlı bir sonsuzda bunun da adı sonsuzluktur. Örneğin ekvatorun bir noktasını başlangıç kabul etsek başlangıç noktasından hareket edip bir tur atan bir ışınla başlangıç noktasından iki yöne de uzayarak bir turu tamamlayan doğru aynı işi yapmış olur. İkisi de aynı mesafeyi kat etmiştir. İkisi de sonsuzdur fakat dünya sınırları içinde sonsuzdur. O halde yaratılmış her varlıkta bir sonsuzluk olmalı. Bu mutlak sonsuz yaratıcının bir imzası olarak yarattıklarında görülmeli. Ama bunlar sınırlı bir sonsuz içinde imtihan edilmeliydiler. Kendilerince sınırsız hissetmeliydiler çünkü ruhları sınırsızlığı arzulayacaktı. Fıtraten bunu talep edecekti. Böylece yaratana bir yol bulunacaktı. Belki de o yüzden insanın beyni değil de gönlü sınırsızdır. Allah belki de o yüzden mümin kulunun gönlüne sığar. Kendi ruhundan üflemiştir yaratıcı. Secde suresi 9. Ayeti Kerimede mealen Rabbimiz şöyle hitap buyurur: “Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!” Müminde gönül denilen kısım kalbin soyut hali, aşkla manalaşmış halidir. Esas gönül sonsuzdur. Çünkü ruhu taşır. O yüzden gönül incitilmemelidir. Yunus ne güzel söylemiş “Yunus Emre der hoca/ Gerekse var bin hacca/ Hepsinden iyice/ Bir gönüle girmektir.” Gönlü incitmek rabbin emaneti ruhu incitmektir. Dolayısıyla ressamın resmine atılan çizik aslında ressama atılmıştır. Tersine gönlü derinleştirmek de ki aşkla olur bu, Allah’a yakınlaşmak demek oluyor bir nevi. Evet bazı tasavvuf erbablarının diline nakşettiği Ya Bagi Entel Bagi ( Ey sonu bulunmayan Allah’ım, tek sonsuz sensin.) nidası gönlü parıldatmada bir aracı olarak kullanılıyor. Sonsuzu sahibine atfetmek sonsuzdan bir yol açar sınırlı bedenimize, işte o an gönül mekanizması sonsuzla irtibatı kurar ve adeta sonsuzluk hissiyatını yaşıyor gibi olur. Rabbini idrak eder, hiçliğini anlar. Demek ki gönül içimizdeki sonsuzun bir anahtarıdır diyebiliriz. Her insan içinde bir sonsuz potansiyel barındırır demektir bu. Bu sonsuzluk bu dünyada insanlar için idrak edilemeyecek belki ama sonsuz bir ahiret hayatı mutlaka olmalı. Çünkü mutlak sonsuz varlığın tescili onu sonsuz idrak edebilen varlıkla mümkün olur. Bu işi de sonsuz cennet veya cehennemde yaşayacak olan insan idrak edecektir. O halde doğru ve ışın örneğimize dönecek olursak Tüm ışınlar aynı uzunluktadır diyebilir miyiz? Belki de diyebiliriz. Ne de olsa hepsi sonsuzu barındırıyor içinde. Tıpkı insanlar gibi kaç yaşında öldükleri veya ne kadar yaşadıkları önemli değil neticede hepsi de sonsuz bir ahiret hayatıyla devam edecekler.
Matematik işte sonsuz algımızı böylesine şekillendiriyor ve Rabbani kuralları anlamlandırmamıza katkıda bulunuyor. Bu denli önemli bir bilim Allah’ın kullarına yansıttığı sonsuz nur damlacıklardan bir damla olsa gerek. Artık matematikteki kabullerin/aksiyomların neden kabul olduklarını daha iyi idrak edebiliyoruz. İnsanlar tanımlayamadıklarını ama var olduklarını gördükleri şeyleri kabul etmek zorunda kalmışlardır. Tıpkı doğrunun noktalardan oluştuğu gibi, noktanın da bir aksiyom olduğu gibi… Noktanın eni boyu yoktur deniyor hem de doğrunun noktalardan oluştuğu söyleniyor. Söyleyin bana boyutu olmayan bir şeyden bir uzunluk nasıl oluşuyor? İşte kabul burada devreye giriyor ve diyoruz ki mutlak sınırsız bir yaratıcı sınırlı bir sonsuz olarak noktayı yarattı. Bu noktadan da alemi yarattı ve böylece Alem insana göre sonsuz bir şekilde süregelmekte. Ta ki sura üflenilip mutlak sonsuz bir aleme transfer edilene kadar. Rabbim yarattığı hikmetleri hakkıyla idrak etmeyi hepimize nasip etsin inşallah. Matematikle ve aşkla kalın.
Matematikbaba
|